Dünyanın en iyi satranç oyuncularından Garry Kasparov, 1997’de IBM’in “Deep Blue” adlı süper bilgisayar programına karşı satranç oyununu kaybetmesi insanlığın yapay zeka karşısında yenilgisi olarak ad edildi. Ancak bu bir yenilgi mi yoksa insanoğlu için yeni bir başlangıç mıydı bilemiyoruz. Bildiğimiz birşey var. İster fiziki ister duygusal makinelerin her zaman insanlığı taklit edeceği gerçeği. Bu gerçekliği fark eder makinelerle dayanışma ve iş birliği içinde insanlığın hizmetine kullanırsak ne ala. Peki ya taklit etmeyip yerine geçirmeye kalkılırsa;
İnsanların beyni, ruhu, bedeni, duyguları, hisleri makinelerden insanlara insanlardan makinelere aktarılmaya çalışılıyor. Burada önemli olan yapay zeka ile neyi niyetliyoruz. İnsana ve insanlığa fayda sağlayıp hizmet etmiyorsa insanların yerine geçmesinin hiçbir manası anlamı kalmıyor.
O zaman insanlığa hizmet etmeyen araç değil amaç haline gelen işbirliği ve dayanışmanın olmadığı huzur, düzen ve kamunun bozulduğu bir süreç başlayabilir. Her şeyden önemlisi tüm din, inanç, öğreti ve değerlerde insanı en üstün ve değerli tutan bir düzenin bozulmasının yol açabileceği sorunlar hayal bile edilemeyebilir. Zira insanoğlu maddeleşmenin yol açtığı, iklim bozuklukları, buzulların erimesi, ormanların yok olması, doğanın korunmaması, doğal yaşama ve hayvanlara verdiği zararı misliyle görüyor. Manasını kaybetmenin acısı çok daha yıkıcı olacaktır.